Prof Dr Türkkaya ATAÖV
Birtakım yabancı ülkelerin meclisleri kabul ettikleri yasalar ya da kararlar ve açıkladıkları bildirilerle bize “Ey Türkler, artık geçmişinizle yüzleşin!” iletilerinin altını çiziyorlar. Bunlar sözde “yüzleşme yürekliliğini” gösterebilmemiz için bize bir anlamda yardımcı olacaklarını da ekliyorlar. Yanıtımız: Peki, yüzleşelim! Ancak, önce bunun ne demek olduğunu biz de bilelim, onlar da öğrensin. Şöyle ki:
l. Önce, geçmişle yüzleşmek bir tarih sorunudur. Geride kalmış olayları aydınlatacak belgelerin kapsamlı, eksiksiz, doğru, yansız ve dengeli biçimde ortaya konması gerekir. Bu uğraş bilimin görevidir. Geçmişte ne olduğunu belirlemenin ilk koşulu siyasilerin kararlarını bir yana itmektir. Bilimsel gerçek yalnız bir görüşü yayma amacıyla yürütülen bir kampanyanın malzemesi yapılamaz. Bilimin görevi ortaya geçmişte ne olduysa onu yan tutmadan yansıtan, kanıt değerinde belgelere dayalı ve doğruluktan ayrılmayan bir kütük çıkarmaktır. Yöntemi genel olarak bilimsel araştırmalarda, özel olarak da tarihte kullanılan belgeci yaklaşımdır. (more…)